Reklam
Tarih : 2025-06-09 17:39:48

Dervişoğlu: Bir insanın özgürlüğünden mahrum bırakılması kabul edilebilir bir durum değil

Özdağ hakkındaki duruşmanın 11 Haziran tarihinde görüleceğini hatırlatan Dervişoğlu, “Umarım özgürlüğüne kavuşacağı gün olur. Talihe olduktan sonra da inşallah Türkiye’nin meseleleriyle ilgilig örüşebilme imkanı bulcağız.” dedi.

İmamoğlu hakkında ise bir iddianeme olmadığına işaret eden Dervişoğlu, “Dalgalar halinde devam eden bir soruşurma süreci var. Ayrıca süreç bir takım haksız tutuklamaların muhatabı durumunda. Bir takım insanlar tutuklanıyor ve zulüm edercesine memleketlerinden ayrı cezaevlerine sevk ediliyorlar. Bunların içinde kadın tutuklar da var. Bu çerçeveden baktığınızda bu cezaevi nakillerinin bir aile için ne tür acılar yarattığına da şahit olmuş birisi olarak söylüyorum; bunları bir haksız ve zulüm olarak telakki ediyorum” şeklinde konuştu.

“Tutukluluk zaten bir haksız uygulama” diyen Dervişoğlu, “Çünkü tutuklama biliyorsunuz bir tedbir. Sayın İmamoğlu’nu örneğin bir kaçma şüphesi ile tutuklıyor. İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı. Aynı zamanda CHP’nin cumhhurbaşkanı adayı. Erdoğan’ın da rakibi. Böyle bir durumda Ekrem Bey’in kaçma şüphesi olsa bu en çok Erdoğan’ın işine yarar. Erdoğan’ın ‘Kaçsa da kurtulsam’ gibi bir temennisi vardır. Bu kaçma şüphesi üzerine yaşanmış tutuklama süreci, bizim tarafımızdan bakıldığında makul değildir. Tutuklama da bir tedbirdir. En son alınacak tedbirdir. Bir insanın özgürlüğünden mahrum bırakılması kabul edilebilir bir durum değil” ifadesini kullandı.

İnsanların mağdur edecek adımların atılmaması gerektiğini vurgulayan Dervişoğlu, “Benim en başından bu yana itirazım buna. Herkesin kanunlar önünde eşit bir biçimde yargılanacağına inanılıyorsa kimsenin yargılanmaktan, soruşturulmaktan bir kaygısı yoktur. Ancak toplumda tüm bunlar siyasi saiklerle yapılıyor hissiyatı oluşturmuşsa bunlar adalet duygusunun zedelenmesine vesile olur. Adalet zedelenirse toplumda zedelenmeyecek müessese kalmaz. Türkiye’de adalet duygusunun da zedelendiğine dair hakim bir kanaat oluşmuşsa bu önce ülkemize zarar verir. Dışarından bakıldığında hukukun üstüğünlüğüne endeksli, Türkiye’nin yer aldığı sıra milletin vicdanını yaralayacak bir noktadaysa mutlak suretle ülkeyi yönetenlerin bu kötü gidişatı durdurabilmek adına adımlar atması gerekiyor. Dolayısıyla ülkeyi yöntenelere buradan sesleniyorum. Bu zulmü durdursunlar. Yapılması gereken budur” dedi.

İddianame hazırlanarak sanıkların kendilerini savunabilmesinin önemine işaret eden Dervişoğlu, haksız tutuklukluk döneminin sonra ermesi gerektiğini ekledi.

  Hibya Haber Ajansı

© Copyright 2025 cizrehaberler Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.